Asus Vivobook 15 X1504VAA78-NJ396A78 Notebook

Kutuyu mutfak tezgahına koyduğumda, üzerindeki tozlu izlerden kargocunun ne kadar hızlı koştuğunu anlayabiliyordum. Paketi açtım, o yeni elektronik ve hafif plastik kokusu ortama yayıldı. İlk izlenim, Asus'un bu modelinde her şeyin "yeterince iyi" olmak için tasarlandığını düşündürdü. Kasa, ucuz hissettirmemekle birlikte, köşelerdeki birleşim yerlerinde parmağınızı gezdirirken hissedilen o minimal çapaklar, benim gibi bir detay manyağını hemen rahatsız etmeye yetiyor. Ağırlığı dengeli, taşınabilir, ama alt kapağındaki vidaların bir tanesi, kutudan çıkar çıkmaz diğerlerine göre bir tık daha gevşekti. İşte bu, benim için alarm zillerinin çalmaya başladığı andı.

Yaşadığım O "An"

İlk kurulum için FreeDOS'u atlayıp Windows'u yüklemeye karar verdim. Her şey normal ilerliyordu, ta ki kendimi "profesyonel kullanıcı" ilan edip, BIOS'tan performans ayarlarıyla oynamaya kalkana kadar. Amacım, fan profilini "Sessiz" moddan "Performans"a alıp sistemin daha seri çalışacağını sanmaktı. Ayarı değiştirdim, kaydettim ve çıktım. Bilgisayar açıldı, her şey güzel... derken, ilk defa bir YouTube videosu açtım. O da ne? Hoparlörden gelen ses, sanki teneke bir kovonun içinden çıkıyormuş gibi boğuk ve cızırtılıydı. Panikle ses sürücülerini yeniden yükledim, hatta Windows'u bile kontrol ettim. Tam iki saatimi harcadıktan sonra, utanarak BIOS'a geri döndüm ve fark ettim ki, yanlışlıkla sesle ilgili bir alt ayarı (DSP veya benzeri bir şey) değiştirmişim. O an, bir Dizüstü Bilgisayar'ın BIOS'una girmenin, arabanın motorunu bilmeden kurcalamak gibi bir şey olduğunu anladım. Her şeyi düzeltince, o "teneke kova" sesi kayboldu ve normal, makul kalitedeki hoparlör sesine kavuştum. Bu, tamamen benim sakarlığımdı.

Artısı Eksisi Nedir?

• İşlemci ve RAM: İçindeki Intel Core i7-1355U işlemci ve 16 GB RAM, günlük işlerde (onlarca sekme, ofis programları, hafif video düzenleme) kesinlikle takılmıyor. Isınma yönetimi de fena değil, fanın çıkardığı o ince "vın" sesi ofis ortamında belli oluyor ama kulak tırmalayıcı değil.
• Ekran ve Kasa: 15.6 inç Full HD ekranı parlaklık ve renk açısından vasatın üzerinde. Fakat ekranı açtığınızda, alt çerçevenin ne kadar kalın olduğu hemen göze çarpıyor. 2020'lerde bu tasarım biraz tembelce. Kasa, parmak izi tutmaya meyilli; her kullanım sonrası mikrofibir bir bezle silmek gerekiyor.
• Depolama ve Girişler: 512 GB SSD hızı iyi, sistem çabuk açılıyor. Ancak, sağ taraftaki USB-A portunun biraz gergin olduğunu fark ettim. Flash belleği takıp çıkarırken, plastikten gelen o "cızırtılı" ses, uzun vadede aşınma endişesi yaratıyor.
• Klavye ve Dokunmatik Yüzey: Klavye tuşları yeterli hareket mesafesine sahip ama tuş vuruş sesi biraz plastik ve boş. Dokunmatik yüzey ise ortalama, çok hassas değil, bazen parmağınızı iki kez kaydırmanız gerekiyor.

Cüzdanı Açmaya Değer mi?

Zor beğenen biri olarak söylüyorum: Bu bilgisayar, "kusursuz" değil, "makul" bir seçenek. Fiyatına baktığınızda, sunduğu i7 işlemci ve 16 GB RAM performansı için cazip görünebilir. Ancak, bu performans, kasanın detay işçiliğindeki eksiklikler (gevşek hissettiren portlar, kalın çerçeve, toz tutan yüzey) ve vasat hoparlörlerle dengelenmiş. Eğer siz de benim gibi bir vida sıkılığına, bir kapak birleşimine takılan biriyseniz, bu model sizi zaman zaman rahatsız edecektir. Ama tüm bunlara rağmen, "işini gören" bir makine arayan, detaylara çok takılmayan biri için, güçlü donanımıyla fiyat/performans dengesini gözeterek iyi bir tercih olabilir. Ben, o gevşek vidayı bir tornavidayla sıktıktan sonra, bir daha BIOS'a dokunmamaya yemin ederek kullanmaya devam ediyorum.