Asus Vivobook 15 X1504VAA77-NJ396A77 Notebook
Kutuyu açtığımda ilk olarak o yeni elektronik kokusu geldi burnuma. Biraz plastik, biraz da temiz bir fabrika havası gibi. Ofisimdeki masamın üzerinde, eski kitaplarımın ve bir fincan soğumuş kahvenin yanında duruyordu. O anki hissim, biraz heyecan biraz da "acaba bunu kurmayı başarabilecek miyim?" korkusuydu. Bilgisayarı kutusundan çıkarırken şaşırtıcı derecede hafif ve ince geldi. Beklediğimden çok daha az yer kapladı. Kapağını açtığımda, klavyesinin üzerinde koruyucu bir kağıt vardı ve ekranın parlaklığı, odama sızan öğle güneşiyle yarışıyor gibiydi. Ortam, sessiz bir ofis ortamıydı; sadece sokaktan gelen araba sesleri ve klavyeme dokunmadan önceki o sessiz beklenti. Bu Dizüstü Bilgisayar kategorisindeki ilk ciddi alışverişimdi ve her şeyin yolunda gitmesini umuyordum.
İlk kuruluma başladığımda, her şey çok basit görünüyordu. Kabloları tak, aç, kurulum sihirbazını izle. FreeDOS işletim sistemiyle geldiği için önce Windows'u yüklemem gerekiyordu. USB belleğimi hazırladım, her şeyi doğru yaptığımdan emindim. Bilgisayarı açtım, BIOS'a girmek için sürekli F2'ye basıyordum ama bir türlü olmuyordu. Ekran sadece siyahtı ve küçük bir çizgi yanıp sönüyordu. Yirmi dakika boyunca F2, Delete, F10, her tuşa bastım. Sinirimden terlemeye başlamıştım. O eski kahve kokusu artık odada ağır bir şekilde asılıydı. Sonra, umutsuzca internetten bir forum sayfası açtım ve fark ettim ki bu modelde BIOS'a girmek için açma düğmesine basılı tutarken F2'ye basmak gerekiyormuş. Tüm o zamanı, sadece basit bir talimatı okumadığım için harcamıştım. O an, bir acemi olarak teknoloji karşısında nasıl da çaresiz kalabildiğimi anladım. Bilgisayar nihayet açıldığında, içimdeki rahatlama ve bir nebze utanç karışımıydı. Bu, her şeyin göründüğü kadar kolay olmadığını öğrendiğim andı.
Kurulum bittikten sonra, bilgisayarı günlük hayatımda kullanmaya başladım. İlk dikkatimi çeken, Intel Core i7 işlemcisi oldu. Bunun teknik olarak ne anlama geldiğini tam bilmesem de, onlarca sekme açıkken, bir yandan film indirirken bir yandan da belgelerle uğraştığımda hiç kasılma yaşamadım. Eski bilgisayarımda bu kadar çok işi aynı anda yapmaya çalıştığımda fanı uçak motoru gibi ses çıkarırdı. Burada ise ses neredeyse yok denecek kadar az. Bu, özellikle gece geç saatlerde çalışırken odanın sessizliğini bozmadığı için büyük bir rahatlık. 8 GB RAM, benim gibi temel ofis işleri, internet gezintisi ve film izleme için fazlasıyla yeterli geldi. Hiçbir program "bellek yetersiz" diye şikayet etmedi.
512 GB SSD disk ise benim için en büyük sürprizlerden biriydi. Eski bilgisayarım hard diskliydi ve açılması dakikalar alırdı. Bu Asus Vivobook'u açtığımda, gözümü kırpıyorum ve Windows ekranı karşımda oluyor. Dosyaları kopyalarken de aynı hızı hissediyorsunuz. Ancak, biraz oyun oynamak veya çok fazla video dosyası saklamak isterseniz, bu alanın biraz kısıtlı kalabileceğini söylemeliyim. Ben düzenli olarak harici bir diske yedek aldığım için sorun olmadı. 15.6 inç ekranı ve Full HD çözünürlüğü, film izlerken gerçekten keyif veriyor. Renkler canlı ve net. Fakat ekran parlak olduğu için pencerenin karşısında, güneşli bir günde çalışırken yansımalar biraz can sıkabiliyor. Açıyı biraz değiştirince sorun çözülüyor ama bu küçük bir dezavantaj.
Beden olarak taşınması çok kolay. İnce ve hafif. Kahveciye gidip çalışırken çantamda ağırlık yapmıyor. Klavyesinin tuşları alışılagelmiş dizüstü bilgisayarlardan biraz daha kısa vuruşlu, ama birkaç gün içinde alıştım. Tuşlara basarken çıkan yumuşak "tık tık" sesi, odaklanmamı sağlayan hoş bir arka plan sesi gibi gelmeye başladı. Pil ömrü beni şaşırttı. Normal kullanımda (internet, ofis programları, biraz video) bir şarjla neredeyse tüm bir iş gününü çıkarabiliyor. Şarj cihazını evde unutsam bile paniğe kapılmıyorum. Bu, planlı olmayan dışarı çıkmalarımda beni kurtaran bir özellik oldu.
Peki bu bilgisayar kime yarar? Bence, benim gibi teknik detaylara boğulmak istemeyen, günlük işlerini hızlı ve sorunsuz halletmek isteyen, öğrenciler veya ofis çalışanları için ideal. Eğer temel kullanım dışında ağır video düzenleme, yüksek grafikli oyunlar oynama veya profesyonel yazılım geliştirme gibi işler yapmayı planlıyorsanız, bu model sizi biraz zorlayabilir. RAM'i yükseltilebilir mi bilmiyorum, bu da gelecekte bir sınırlama getirebilir. Ayrıca, işletim sistemi kurulumu konusunda hiç tecrübesi olmayan, bu tür ayarlarla uğraşmak istemeyen biriyseniz, hazır Windows yüklü bir model aramanız daha doğru olur. FreeDOS ile gelmesi, fiyatını düşürüyor ama başlangıçta biraz zaman ve araştırma gerektiriyor. Sonuçta, benim gibi "çalışsın da nasıl çalışırsa çalışsın" diyen, taşınabilirliğe ve günlük performansa önem veren biri için bu bilgisayar kesinlikle beklentilerimi karşıladı ve hatta aştı. Ama ihtiyaçları daha spesifik olanların daha güçlü seçeneklere yönelmesi gerekebilir.
Bu Ürünü Puanla